20 Haziran 2012 Çarşamba

İnsanlar neden biribirleriyle geçinemezler

Merbaha, merhaba yeniden merhaba,
tüm dostlara yeniden merhaba,
Sıcak yaz günlerinin,
kavurucu sıcağından,
beklenen yağmurlardan,
akşamın serinliğinden,
sabahın seherinden,
kuş seslerinden,
merhaba

hüznün durağından,
sevenlerin sevgisinden,
aşkın heyacanından,
dostun selamından,
merhaba


yalnızların özleminden,
hasret türkülerinden,
has insanların kalbinden,
ozanların sazından,
merhaba

Salınan yapraklardan,
çam dallarının arasından geçen rüzgardan,
yeni dökülmüş gazellerden,
sararmaya yüz tutmuş ağaçlardan,
olgunlaşan meyvelerin tadından,
merhaba

Çocukların neşesinden,
yaşlıların titrek sesinden,
kazma kürek tıkıtısndan,
patoz uğultusundan,
traktör kasasından,
merhaba

Rüzgarın savurduğu samanların arasında,
bir yıllık emeği buğday çuvalı sırtında,
terden batmış çalışan insanların,
İçtiği çaykaşının soğuk suyundan,
merhaba

serin akşamlarda,
yorgun günün ardından,
yenen yemeğin arkasına,
karpuz veya üzüm faslından,
sonra içilen çaydan,
merhaba 

Su sırasında,
harıl gürül, ve binbir türlü tantana,
ağız, göz, kafa, kol, sülale,
hepsinin unutulup,
hep beraber yenen,
mevlüt pilavından,
merhaba

Hal, ahval ve şerait,
ne varsa kendi halimiz,
dosta düşmana,
her okuyana her dinleyene,
tüm handırlılara
gönülden, gönül kapısından,
merhaba 


Yeniden, yine  yeniden merhaba kıymetli dostlar,
Uzun bir aradan sonra, sitemizin açılması sebebiyle tekrar yazmaya başlıyorum.
Bir internet sitesinin ne kadar önemli olduğunu bu süreçte tekrar müşade ettik hep beraber. Bu sebeple sayın Ahmet YAKAR başağama ve ağabeyime şükranlarımı sunarım. Bu konuyu sonra tekrar açıp bir değerlendirme yazısı yazmak istiyorum. Ancak son zamanlarda gündemi meşgul eden köyümüzün ve köylümüzün birbirleriyle uyumlu bir şekilde geçinememesi meselesini daha önemli gördüğüm için yukarıdaki başlığı atarak bilgisayarımda yazmaya başladım.

Adettendir, aynı zamanda uzun süreli ayrılıklardan sonra  selamlaşmak iyi olur.  Bir merhaba diyeyim dedim. O Merhaba  bayağı uzadı, az daha çeksek neredeyse şiir olacak.

Gelelim esas konuya derken, esas konuya gelemeden, köyümüzde  yaşanan vehim olaya  geleceğim.
Salim amcaya geçmiş olsun dileklerimi, en içten duygularımla tüm köylülerimiz adına  tekrar sunuyorum. Olay üzücü , bir okadar da sıkıntılı, kimsenin başına gelmesini istemeyeceğimiz bir olay.
Allah bir daha böyle sıkıntıları köyümüzden ve milletimizden uzak etsin. (Amin)

Ben bu insanların birbirleriye neden geçinemediğini yazmayı düşündüğüm zamanlar, bu olayın meydan gelmesi, beni biraz daha düşünmeye sevk etti. Çünkü dünya üzerindeki çatışma kuramları bu olayla iflas ediyor ve türk milletinin ve handırı köyünün içinde olan saklı hazine ortaya çıkıyordu.

O gün elinden bir şey gelen gelmeyen herkes yardıma koşuyor. Elinden bir şey gelmeyenler en azından üzüntüleri ile sıkıntıya ortak oluyorlar. Bir diğer deyişle diğergamlığın en güzel örneklerini gösteriyorlardı. Ben akşama doğru köye ulaştım. Traktörlerin biri geliyor biri gidiyordu. Kepçe arta kalanları dolduruyordu.herkes elinden geldiğince işin ucundan tutuyordu. Belediyeden gelenler  için Minubüscü Abdullah Amcanın evinde yemek hazırlamışlar.  Oradakilerden duyduğum kadarıyla geceden beri herkes canla başla çalışmış, yardım için.  Hatta Salim Amcanın oğlu Osman Hocam herkese tek tek teşekkür edemedim, komşular çok emek verdiler sitede bir Allah razı olsun deyiver diyordu Ahmet Yakar beye.

Evet sözü iyice uzattık ilk yazımda uzun yazı yazmayacağım okuması zor oluyor demiştim ama bu seferlik affedin.   Bu yazının başlığı farklı, başlangıcı farklı, sonu farklı oldu  ama hiçbir yerini değiştirmedim, düzeltmedim. Sadece aklıma geldiği şekilde yazdım. Bu şunun için önemli, biz köylülerimiz ve toplum olarak bu karmaşayı, heyacanı, sevgiyi, fedakarlığı, dostluğu kızgınlığı hep beraber yaşıyoruz. Hepsi birbirinin içine geçmiş durumda, birbirinden çok net ayıramıyoruz. Bu bir eksiklik değil belkide zenginliğimiz. Bizi diğer milletlerden ayıran kendimize has özelliğimiz. Bize düşen iyilikleri geliştirip daha iyi bir ortam oluşturmak.

         Sonraki yazılarımda insanlarımız arasındaki geçimsizlik sorununa, değişik kaynaklardan cevaplarla devam edeceğim. Yorumlarınız ve katkılarınızı beklerim. Şimdilik ve herzaman Allah (cc) emanet olun. Hoşcakalın.
                                                                                            


Yüksel ERDOĞAN

08-Ağustos-2008 Saat 19:10  handırı.com da yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder