Merbaha, merhaba yeniden merhaba,
tüm dostlara yeniden merhaba,
Sıcak yaz günlerinin,
kavurucu sıcağından,
beklenen yağmurlardan,
akşamın serinliğinden,
sabahın seherinden,
kuş seslerinden,
merhaba
hüznün durağından,
sevenlerin sevgisinden,
aşkın heyacanından,
dostun selamından,
merhaba
yalnızların özleminden,
hasret türkülerinden,
has insanların kalbinden,
ozanların sazından,
merhaba
Salınan yapraklardan,
çam dallarının arasından geçen rüzgardan,
yeni dökülmüş gazellerden,
sararmaya yüz tutmuş ağaçlardan,
olgunlaşan meyvelerin tadından,
merhaba
Çocukların neşesinden,
yaşlıların titrek sesinden,
kazma kürek tıkıtısndan,
patoz uğultusundan,
traktör kasasından,
merhaba
Rüzgarın savurduğu samanların arasında,
bir yıllık emeği buğday çuvalı sırtında,
terden batmış çalışan insanların,
İçtiği çaykaşının soğuk suyundan,
merhaba
serin akşamlarda,
yorgun günün ardından,
yenen yemeğin arkasına,
karpuz veya üzüm faslından,
sonra içilen çaydan,
merhaba
Su sırasında,
harıl gürül, ve binbir türlü tantana,
ağız, göz, kafa, kol, sülale,
hepsinin unutulup,
hep beraber yenen,
mevlüt pilavından,
merhaba
Hal, ahval ve şerait,
ne varsa kendi halimiz,
dosta düşmana,
her okuyana her dinleyene,
tüm handırlılara
gönülden, gönül kapısından,
merhaba
Yeniden, yine yeniden merhaba kıymetli dostlar,
Uzun bir aradan sonra, sitemizin açılması sebebiyle tekrar yazmaya başlıyorum.
Bir
internet sitesinin ne kadar önemli olduğunu bu süreçte tekrar müşade
ettik hep beraber. Bu sebeple sayın Ahmet YAKAR başağama ve ağabeyime
şükranlarımı sunarım. Bu konuyu sonra tekrar açıp bir değerlendirme
yazısı yazmak istiyorum. Ancak son zamanlarda gündemi meşgul eden
köyümüzün ve köylümüzün birbirleriyle uyumlu bir şekilde geçinememesi
meselesini daha önemli gördüğüm için yukarıdaki başlığı atarak
bilgisayarımda yazmaya başladım.
Adettendir, aynı zamanda uzun süreli ayrılıklardan sonra selamlaşmak iyi olur. Bir merhaba diyeyim dedim. O Merhaba bayağı uzadı, az daha çeksek neredeyse şiir olacak.
Gelelim esas konuya derken, esas konuya gelemeden, köyümüzde yaşanan vehim olaya geleceğim.
Salim amcaya geçmiş olsun dileklerimi, en içten duygularımla tüm köylülerimiz adına tekrar sunuyorum. Olay üzücü , bir okadar da sıkıntılı, kimsenin başına gelmesini istemeyeceğimiz bir olay.
Allah bir daha böyle sıkıntıları köyümüzden ve milletimizden uzak etsin. (Amin)
Ben
bu insanların birbirleriye neden geçinemediğini yazmayı düşündüğüm
zamanlar, bu olayın meydan gelmesi, beni biraz daha düşünmeye sevk etti.
Çünkü dünya üzerindeki çatışma kuramları bu olayla iflas ediyor ve türk
milletinin ve handırı köyünün içinde olan saklı hazine ortaya
çıkıyordu.
O
gün elinden bir şey gelen gelmeyen herkes yardıma koşuyor. Elinden bir
şey gelmeyenler en azından üzüntüleri ile sıkıntıya ortak oluyorlar. Bir
diğer deyişle diğergamlığın en güzel örneklerini gösteriyorlardı. Ben
akşama doğru köye ulaştım. Traktörlerin biri geliyor biri gidiyordu.
Kepçe arta kalanları dolduruyordu.herkes elinden geldiğince işin ucundan
tutuyordu. Belediyeden gelenler için Minubüscü Abdullah Amcanın evinde yemek hazırlamışlar. Oradakilerden duyduğum kadarıyla geceden beri herkes canla başla çalışmış, yardım için. Hatta
Salim Amcanın oğlu Osman Hocam herkese tek tek teşekkür edemedim,
komşular çok emek verdiler sitede bir Allah razı olsun deyiver diyordu
Ahmet Yakar beye.
Evet sözü iyice uzattık ilk yazımda uzun yazı yazmayacağım okuması zor oluyor demiştim ama bu seferlik affedin. Bu yazının başlığı farklı, başlangıcı farklı, sonu farklı oldu ama
hiçbir yerini değiştirmedim, düzeltmedim. Sadece aklıma geldiği şekilde
yazdım. Bu şunun için önemli, biz köylülerimiz ve toplum olarak bu
karmaşayı, heyacanı, sevgiyi, fedakarlığı, dostluğu kızgınlığı hep
beraber yaşıyoruz. Hepsi birbirinin içine geçmiş durumda, birbirinden
çok net ayıramıyoruz. Bu bir eksiklik değil belkide zenginliğimiz. Bizi
diğer milletlerden ayıran kendimize has özelliğimiz. Bize düşen
iyilikleri geliştirip daha iyi bir ortam oluşturmak.
Sonraki
yazılarımda insanlarımız arasındaki geçimsizlik sorununa, değişik
kaynaklardan cevaplarla devam edeceğim. Yorumlarınız ve katkılarınızı
beklerim. Şimdilik ve herzaman Allah (cc) emanet olun. Hoşcakalın.
Yüksel ERDOĞAN
08-Ağustos-2008 Saat 19:10 handırı.com da yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder